- sıkı bağlı
- tightly coupled
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
sıkı — sf. 1) Dar Sıkı bir kemer. 2) İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan Sıkı bir denk. 3) Zorlu, güçlü ve etkili En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. B. Felek 4) Dikkatli, titiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ORTODOKS — Yun. İtalya daki Papalığa bağlı olmayıp, İstanbul daki Fener Patrikhanesine bağlı Hristiyan. Doğu kilisesine ve an anelerine sıkı sıkıya bağlı Hristiyanların mezhebi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bağlaşık — sf., ğı 1) Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik 2) Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim) … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
formaliteci — is. 1) Özellikle resmî işlerde yöntemlere, tüzüklere sıkı sıkıya bağlanıp işlerin yürümesini güçleştiren kimse 2) mec. Biçimci, şekilci, şekilperest, formalist 3) mec. Bir işi olduğundan fazla abartan, kurallara gereğinden fazla bağlı olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilke — is. 1) Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı. H. Taner 2) Temel bilgi Kimyanın ilkeleri. 3) Öge Atomlar cisimlerin ilkeleridir. 4) Davranış kuralı Bence ahlakın bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
katı — 1. sf. 1) Sert, yumuşak karşıtı Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu. F. R. Atay 2) mec. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim Katı yürekli. Katı davranış. 3) mec. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
protokolcü — is. 1) Protokol işleriyle uğraşan kimse 2) mec. Kurallara sıkı sıkıya bağlı olan kimse Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
sansür — is., Fr. censure 1) Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, yayın ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim 2) Denetleme işini yapan kurul Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sansür etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
etle tırnak gibi — birbirlerine candan bağlı, sıkı ilişkili … Çağatay Osmanlı Sözlük
FIRKA-İ NÂCİYE — Kur an ı Kerim e ve Sünnet i Seniyeye sıkı sıkıya bağlı olup Ehl i Sünnet ve Cemaat yolundan ayrılmayan müslümanlar. Bunlar kıyamete kadar lütf u İlahî ile devam eder … Yeni Lügat Türkçe Sözlük